Farsça:
"cuz âsitân-i tuem der cihân penâhî nîst
ser-i merâ becuz in der hevâlegâhî nîst
adû çun tîğ keşed, men siper biyendâzem
ki tîğ-i mâ becuz ez nâleî yu âhî nîst
çerâ zi kûy-i harâbât rûy bertâbem?
k’ezin bihem be cihân hîç resm u râhî nîst
zemâne ger bezened âteşem be harman-i omr
begû besûz ki ber men be berg-i kâhî nîst
gulâm-i nergis-i cemmâş-i an sehîservem
ki ez şerâb-i gurûreş be kes nigâhî nîst
mebâş der pey-i âzâr u herçi hâhî, kun
ki der şerîat-i mâ gayr ez in gunâhî nîst
inân keşîde rov ey pâdişâh-i kişver-i husn
ki nîst ber ser-i râhî ki dâdhâhî nîst
çunin ki ez heme sû dâm-i râh mîbînem
bih ez himâyet-i zulfeş merâ penâhî nîst
hazîne-i dil-i hâfız be zulf u hâl medih
ki kârhâ-yi çunîn hadd-i her siyâhî nîst"
Türkçe çevirisi:
"dünyada senin eşiğinden başka sığınacak yerim
yok. bu kapıdan başka başımı teslim edecek
yerim yok.
düşman kılıç çekerse, biz kalkan atarız.
iniltiden, âhtan başka kılıcımız yok.
meyhane sokağından niçin yüz çevireyim?
dünyada benim için bundan daha iyi adres yok.
zamane ömür harmanımı ateşe verirse, buyursun
yaksın. gözümde saman çöpü kadar değeri yok.
o selvi boylunun büyüleyici, mahmur gözlerinin
kölesiyim. gurur şarabından dolayı o gözlerin
kimseye baktığı yok.
aman kimseyi incitme de, ne yaparsan yap.
dinimizde bundan başka günah yok.
ey güzellik ülkesinin padişahı; dizginleri çeke
çeke git. çünkü yolunun üstünde senden adalet
istemeyecek kimse yok.
yolumun üstünde her yandan gelebilecek
tuzaklar görüyorum. bu durumda onun saçlarının
himayesine girmekten başka sığınma çarem yok.
hâfız’ın gönül hazinesini siyah saçlarla kara ben
karşılığında verip geçme. çünkü böyle işleri
yapmaya hiçbir kölenin haddi yok. "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder